Kaza Geliyorum Der
Zabıtanla helalleşüp kiraren reh-dar olduk. Vakt-i nim-ruz da hayli müşkülat vü badirelerden ma’da Payitahtın Taksim nam mahalline vasıl olmaya muvaffak olduk lakin hararet bir cihetten, vasıta vü insan kesafeti bir cihetten tahammül fersa bir ahvaldir. Zül Kadir ü Zül Kerim bu ahvali her-yevm idrak edenlere nusret eyleye. Âmin.

Ziyaüdin çelebi:
-Evliya hatırlar mısın kadim vakitlerde buralar çemen-sar idü, ta-key imdi ebnay-ı âliye, zül-cenah-ı reh-an ile tebdil olmuştur. Binaanaleyh bunlar iktifa etmezmiş gibi, edrafta reftar olan adem ü avretler dahi ağyar olmuşlardur. Rical efrenç-vari telebbüs eylerken nisa taifesi dersüz mader-zad misüllü üryan vaziyettedür, Hafazanallah. Her yer ayine, sırça, lemba, tasvir ü kitabelerle gun a gun tezyin ü tenvir edilmiş, dersüz taraban vardur.
Tüm bu denlü şa’şaa, debdebe vü tantanaya rağmen salat idecek bir mescid dahi mevcut değildir. Bunca ehali nerde sücud eder, nerde zikreder fehmedemedük vesselam. Gürbüz Bey karındaşımıza sual eyledükte ol dahi isticvab eyleyemedü. Lakin bu mahalde ekseriyetle “sosu yedi” deyu tesmiye olunan memalikin eshab-ı müçtebası ikamet eylermiş ve dahi anların dinle diyanetle alakaları “laiklik” kıvamında vü pek zaif imiş. Er-Rahman ü Er- Rahim cümlesine hidayet nasib eyleye zira İstanbol, İslambol olur iken bu bi-salat ü bi-sebat mugayyer eşhasın ceddi kim, Fatih Mehmet Han’ın askerleri, fetih aşkı ve Allah rızasın kazanma emeli ile temam bu beldeleri tekbir sadaları ile inletiyor idi. Cenab-ı Zül- Celal cümlesin rahmeyleye. Bu kelal ü melal halet-i ruhiyeti ile Gürbüz Bey karındaşımızdan salat-ı zevali eda edeceğimiz bir mescid bulmasın istirham eyledük. Gerdunesin istikametini, ma-i sim deyu tesmiye olunan cihete tevcih eyledi vü şeh-benderan pişinden leb-i deryaya inzal eyledi. Elhamdülillah nihayet burasının bir İslam beldesi olduğunun temsili tescili şah- dane minareler nümayan oldu, Elhamdülillah, Elhamdülillah. O denli mütessir olmuştuk ki girye-yi pürhun ile zar eylemeye ağaz eyledük. Niyazımız odur ki Hak Teâlâ Subhanehu, bu diyarı ezansız, mescidsiz vü Müselmansız bırakmaya.
Alel-acele gerduneden huruc iderek mescide doğru seğirtirken kangı yerden peyda oldu fehmedemedük na-gahan bir dabbet-üd derrace ziyaüddin karındaşımıza sadme-i darbeylemesün mü? Bu Na- bedid kaza akabinde, an-ı vahidde arza yığılan can beraberim kan revan içinde kaldı. Tevbe Neuzü Billah.
Gürbüz Bey hemengeç cip muhaberat aleti ile muacceleten ol kaza mahalline sait-i tahlisiye davet eyledü. Bir müddet intizar ettükte ol vasıta mizmarın çaluben vü lem”a yı -şem-i efruz iderek amed etti. Akabinde sıhhıye neferleri seri olarak Çelebiyi bir tahtırevana derdest eyleyüp, alup reftar oldular. Biz dahi gendü gerdünemiz ile der- akab süvar olduk. İsti’calen “Tir Meydanı “ deyu maruf bir beldedeki bi- marhaneye vasıl olduk. Haza fi miyan gürbüz bey garındaşımız güzergâh boyunca hemi gerdünesin idare ettü, hemi cip tilefonu ilen olan biten vukuatı min- el evvel- ilel- ahır ahibbana ihbar eyledü.

Bi- marhanedeki temam tabib ü mütahassıs-ü cerrahan seferber oluben, bir hayli tetkik ü teşhis ü müdaheleden ba’da can beraberim refikim Çelebinin dikkate şayan her-kangı bir özr ü marazasın olmadığı tesbit ettüklerün tebşir eyledüler. Elhamdülillah.
Gürbüz Bey karındaşımız ihbarı mucibince, Sosyal Doku Derneği mensub ve muhibleri bimarhaneye, Çelebiyi ziyarete geldüler. Hak Teâlâ Subhanehu cümlesin, bizi şu fena da yalnız vü sahipsiz bırakmadıkları misüllü, Ahirette de anları sahipsiz ve münferid bırakmaya. Âmin.
Vakt-i şam Çelebiyi azade-i taburcu eylediler. Ma– cemae meskenimize avdet eyledik. Hekimanın tenbihi istakametince Çelebinin cehar-ı yevm istirahat eylemesi isticab etmekte idi. Zira zeban-ı zafiyetten ifakat bulması çün istirahat elzem imiş. Çelebiyi, şekvazen olsa da icbaren döşeğine yatırdık. Sosyal Doku Derneği mensuplarından Mustafa Usta Bey karındaşımız dahi ez- dil ü can ile çelebiye refakate ağaz eyledü. Salih Beşir Bey karındaşımız ise tabiblerin tevcih eylediği ilaçları bila –bedel tedarik ü temin eyledi.
Temam bu mühlet zarfında dahi ahibban-u refikan, gahi fevc fevc, gahi pare- kende “geçmiş olsun” beray-ı temenna ziyaretine geldiler. Hatta Çelebiye dürub-u sadm iden civan dahi zair idi. Nadim ü mahcup özr-hah oldu. Ger kim kazadan mütevellid mesarifimiz var idiyse bedelin tazmin deceğin beyan etti. Fakir hanemiz yerenlerin tevecühleri vü al-i cenaplıkları sayesinde muhabbete gark oldu. Cenab-ı Ganiyyül Hamid, cümlesin müstehakını versin, gelür iken bi- hadd-ü hisab ikramlık getirdiler, envai çerez ü semerat ü meşrubat ü mekülat. Bazı ahbabların ikram-ı hediyesi ise “ kölün yağı “ deyu tesmiye olunan pek hoş, pek latif rayihalı esans-ı enfiyeler idü. Zat-ı şahanelerine tevcih edilen izzet ü ikram ü iltifattan ziyadesiyle memnun olan Çelebi mezkur maiden o denli hoşlandu kim an- garib- üz zamanda temamın ser ü fevkine çimercesüne boca eyledü . Bi-t-tabi min ba’d nefehatinden kürbüne varılmaz oldu. Maazallah.
Gelemeyenler dahi muhaberat alat-ı garabeti ilen hal hatır sual eylediler. Cenab-ı Kadir-ül Ekber cümlesin makamın cennet eyleye, hasenatlarını kabul vekarin eyleye, Habib-i Ekbere ciran eyleye. Âmin.
Ala- tarik- il- icmal, Rabbüna Müshil- ül Umur bed- ağaz imruzu, nik-hitam eylemiş idi. Amenna.
Fi emanillah.
Abdülbaki Kömür / Gençdoku Kasım 2012