Seni Kim Kullanıyor

Yüzde yüz bir gerçek var ki o da Allah’ın bâkî[1] olmasıdır. Allah’ın sonu yoktur ve onun yarattıklarına mağlubiyeti yoktur; yani İslam dünyadan silinemeyecektir. Kıyamet, İslam’ı yaşayacak hiçbir mü’minin kalmadığı bir zaman diliminde kopacaktır.

İslam’ın her yere yayılması, her yerde ezan okunacağı anlamına değil herkesin İslam’dan haberdar olacağı anlamına gelir. Efendimiz vefat ettiğinde bu dinin son bulduğunu bir anlık da olsa düşünenlere Rabbimiz, İslam’ın ölmediğini Ebu Bekir radıyallahu anhın dili ile gösterdi: “Kim Muhammed ‘e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür. Kim ki Allah’a ibadet ve kulluk ediyorsa bilsin ki Allah Hayy’dır, ölümsüzdür.”[2] diyerek bize şunu ifade ediyor: Bu dini en güzel yaşayan kul vefat edince, sancağı bir başka iyi kul alıp devam ettirmelidir çünkü din Allah’ındır! Dünyada İslam’sız bir dönem olmayacaktır; bu bir şehirde dört kişi ile devam ederken, başka bir şehirde dört bin kişi olarak devam edecektir.

Bugün bir kesimin çıkıp “Kur’an ve sünnet insanlara ağır geliyor. Bu yüzden sinema, oyun ve eğlence sektörü üzerinden dinimizi yayalım.” düşüncesini ortaya koyması yeni değildir. Bu dinimizin ilk doğduğu günde de vardı bugün de var. Ancak bunlar karşısında bize düşen, Ahmed bin Hanbel’in zamanındaki insan zevklerine göre çıkarılan bid’atlere karşı, “Din budur!” diyerek dinin insan zevkine yaklaştırılmamış bir olgu olduğunu simgelemesi gibi bir duruş ortaya koymaktır.

Efendimiz şöyle buyuruyor: “Ümmetim yağmur gibidir: öncesi mi daha hayırlı yoksa sonrası mı bilinmez.”[3]

Bu hadis, sahabe neslinin ilk günlerindeki kalitenin ümmetin son günlerinde de ortaya çıkabileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Toplum olarak sahabe toplumu değiliz fakat onların yakaladığı heyecanı yakalayabiliriz. O halde, “Artık İslam zayıfladı; gençler bitmiş durumda. Herkes haramlarla meşgul, artık ayağa kalkmamız mümkün değil!” diyen birisi İslam’ı anlamamıştır.

               Bizim yumuşak huylu olarak bildiğimiz Ebu Bekir radıyallahu anhın dili ile Rabbimiz, Ömer radıyallahu anha unuttuklarını hatırlattı; ona Efendimiz ’in beşer olduğunu ve dünyadan ayrılacağını hatırlattı ve oradan da bir diriliş murâd etti. Bugün de yumuşak huylu biri olarak gördüğümüz bir insanı Allah dilerse destekler ve o kişi karanlık günleri aydınlığa çevirebilir.

Dinin sahibi Allah’tır ve bu din, insanlar üzerinden kıyamete kadar canlı kalacaktır. Zira Efendimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın bu dinde sakladığı fidanlar vardır, onları kulluğunda kullanır”[4]

Efendimiz neden ağaçları vardır demiyor da fidanları vardır diyor? Çünkü Allah kulunu, gençliğinden itibaren daha fidanken toprağa diker, onu büyütür ve dini için kullanır.

Burada önemli bir nokta var ki Allah gayret eden kullarını seçer ve onları fidan olarak diker, bu şekilde İslam’ın nesilden nesile aktarımını canlı tutar. Nasıl ki bizler dini güzel yaşayan insanlar gördüğümüzde onları örnek almak istiyorsak, bizden sonraki nesil de bize bu bakış açısı ile bakacaktır. Allah sebepsiz yere kimseyi seçmez. O, bilimsel kanıtlarından dolayı mı iman ediyoruz yoksa Kendisi “İman edin!” buyurduğu için mi iman ediyoruz diye bakacaktır. Kısacası, eğer biz kendimizi seçtirtmek istiyorsak Allah bizi seçer ve kullanır.

Burada iki ihtimal doğuyor: (1) Allah’ın fidanı olup bu yolda kullanılmak, (2) Allah’ın fidanı olmayıp başka birçok yerde kullanılmak. Eğer “Allah’ın fidanı olmak” gibi bir zihniyetimiz olmazsa bizi “Biz Türk’üz, en üstün biziz!” diyenler de stadyumlar, AVM’ler, sosyal medya, siyaset, borsa da kullanır.

 

[1] Sonu olmayan.

[2] Tabakât, 2:268 ; Buharî, 3:95.

[3] Tirmizî, Emsal, 81

[4] İbni Mâce, Mukaddime, 8

“Bizi Kim Kullanıyor?” Testi

“Bizi Kim Kullanıyor?” Testi

 

  1. Ne okuyoruz?

Hiç okumuyorsak “okumamak” bizi kullanıyor. Kur’an okumuyorken yahut okumayı dahî bilmiyorken ve hadis gündemimizde yokken, belli bir cemaatin/hocanın kitaplarını sürekli okuyorsak, bizi o cemaat yahut hoca kullanıyor demektir!

  1. Telefonda ve sosyal medyada ne kadar süre harcıyoruz?
  2. Neyi özlüyoruz?

Eğer geçmişteki hoş olmayan hallerimizi özlüyorsak bu da bizi kimin kullandığını gösterecektir.

  1. Kur’an ve hadis okuma ve öğrenme heyecanımız var mı?

Bir ayet yahut bir hadis mi yoksa bir şairin/edebiyatçının sözleri mi bizi heyecanlandırıyor?

  1. “Allah’ın beni sevsin de insanlar sevmese de olur!” diyebiliyor muyuz?

İnsanların sevdiği şeylere göre mi yoksa Allah’ın sevdiği şeylere göre mi hayatımı şekillendiriyorum? Bu sorunun cevabı insanlar tarafından kullanılıp kullanılmadığımızı gösterir.

  1. Neyle mutlu oluyoruz?

Sadece yemek yemekten mi mutlu oluyoruz? Mü’min kardeşlerimizle Allah’ı hatırlatacak konuşmalar yapmak bizi mutlu ediyor mu?

İşte yukarıdaki sorulara verdiğimiz cevaplar, bizi Allah’ın mı yoksa her türlü eşyanın yahut insanın mı kullandığını gösterecektir.

Allah’ın Diktiği Bir Fidan Nasıl Olurum?

Allah’ın Diktiği Bir Fidan Nasıl Olurum?

 

  1. Gençliğimi koruma hedefi ile yaşayacağım. Gençlikte koruduğum iman, yaşlılığımda kök salmış olacak.
  2. Yaşamım boyunca, “Beni Allah kullansın!” şuuru sürekli zihnimde ve kalbimde olacak.
  3. Sabır ve yakîn sahibi olacağım.

Bu özellikler, Allah’ın şu buyruğundan geliyor: “Sabredip âyetlerimize yakîn ile (kesin olarak) inandıkları zaman, içlerinden emrimizle doğru yola ileten önderler çıkardık.”[1]

İşte bu ayet, lider olma formülünü bize veriyor.

  1. Cimrilikten uzak duran bir karakteri yakalamaya çalışacağım.

Cimrilikten uzak olmak demek ümmet için fedakarlığa hazır olmak demektir; bunun en düşük seviyesi birine çay ısmarlamaktır.

  1. Dinin büyümesi için niyet edeceğim, kendimin büyümesi için değil.

Aksi takdirde başkaları gibi takipçilerimin sayısı fazla olmadan, sosyal medyam olmadan insanları Allah’a davet edemeyeceğimi düşünürüm. Günlük hayatta bulduğum her fırsatta insanlara bir şeyler anlatacağım, sosyal medya bunun sadece bir kısmı.

  1. Bu yolda Şeytan’ın varlığının farkında olarak hareket edeceğim.

Ben bütün bu planları yaparken, Şeytan da planlarını yapıp “Madem böyle bir plan içerisindesiniz, ben de size göstereceğim!” diyerek karşımıza hileleri ile çıkacaktır.

Şeytan bu hilelerine, “Çok günahkârsın, senin daha çok tevbe etmen gerek!” diyerek başlar, sonrasında seni bir kızla buluşturup “mücahid çocuklar yetiştirme” yalanıyla zinaya kadar götürür. Hatta sana, “Vakıflarda, derneklerde, okullarda ve sokaklarda din anlatacağım diye sürünüyorsun ancak bak insanlar memur oldu, ev aldı, araba aldı ve borsaya girip zengin oldu!” diyerek bu yoldan dönmene sebep olabilir.

Biz bin yıl fidan olmak için çalışıyorsak, Şeytan da 999. yılda golünü atmak için bekleyecektir çünkü son dakika atılan gol en heyecan verici ve en zevkli goldür; rakibi tam yeniyorum derken mağlup olarak maçın bitimini görebiliriz, Allah bundan bizi muhafaza eylesin.

Bizim derdimiz, Şeytan’a kendimizi kullandırtmamaktır.

 

[1] Secde suresi 24. ayet

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap